
Müze Gündem – Atatürk’ün Bolu’ya Gelişi
17 TEMMUZ 1934
Senelerce bir bayram olarak kutlanan bu mutlu güne ait hatıra, resim ve şiirlerle Atamızı yad ediyoruz.
17 Temmuz Cuma 1959 , Yeni hamle Gazetesi
Yazan : Vahap TUNÇER
25 SENE EVVEL BUGÜN BÜYÜK ATATÜRK BOLU’YA GELMİŞTİ.
Bundan 25 sene önce bugün Bolu, en büyüğünü bağrına basmanın derin heyecanı ile sarsılıyordu. İki gündür gözleri yolda olan Bolu Vilayeti, tek can, tek insan gibi tek yürekten kopan sevgi gösterisi halinde Atatürk’ü karşılamış, bir gün evvelden Hisaraltı denilen şimdiki Enstitü yanından Halkevine kadar döşenmiş halıların üzerinden yürüyen aziz misafirlerini en derin sevgi gösterileriyle alkışlıyorlardı.
Bolu Vilayeti dedik. Evet, yalnız Bolu şehri halkı değil, fakat vilayetin bütün kazalarından gelmiş on binlerce insan, ne yollara, ne şehre sığmıyor, yan sokaklar mahşer gibi dolup dolup taşıyordu ve Atatürk bu mahşeri kalabalığın görülmemiş ve duyulmamış şekilde göklere yükselen ‘’ yaşaa, varooll..’’ avazeleri arasında yürüyordu.
Otomobilinden ilk inişini hatırlıyorum. O derin ve nüfuzlu bakışları bir saniyede etrafı taramış ve derhal o zamanki Valimiz Ali Rıza Beyle Belediye Reisi Reşat Bey (soyadları henüz çıkmamış olduğundan Atatürk’te Gazi Mustafa Kemal idi) kendisine ilk hoşgeldiniz diyerek elini sıkmışlardı.
Yüz elli, iki yüz metre kadar halıların üzerinden yürüyüp otomobiline tekrar binmişti. O gün akşamı, Halkevi binası önündeki terasta, yanındaki zamanın büyükleriyle oturup etrafına ve bahçeyi doldurup merdivenlere kadar uzanan halka iltifatlarda bulunmuştur.
O geceyi Halkevinde geçiren Atatürk, ertesi günü Düzce istikametinde Bolu’dan ayrıldı ve o yıl Vilayet Umumi Meclisinin kabul ettiği bir kararla her yıl 17 Temmuz tarihinin Bolu’da Atatürk Bayramı olarak kutlanması kabul edildi.
Atatürk Bayramı ilk senelerde Cumhuriyet Bayramı kadar, Zafer Bayramı kadar büyük ölçüde bir programla kutlandı. Ve üç dört seneden sonra Bolu Valisi Salim Gündoğan zamanında bir Abant konusu ele alındı. Abant’ı duyurmak için her yıl Abant’ta bir gün yapılması düşünüldü. Ve 17 Temmuz Atatürk gününün ertesi günü de Abant Bayramı olması kabul edildi.
18 Temmuzun tatil güne rastlamaması ve memurların bundan faydalanamamaları düşüncesiyle daha sonra bu ‘’ 17 Temmuzu takip eden ilk Pazar Abant Bayramı olacaktır’’ şeklinde tashih edildi.
Günler geçtikçe tatbikatın zayıfladığını ve kazalarımızda Bolu Atatürk Gününün kutlanmasının ihmale uğradığını gördükçe üzülüyorduk. Vilayet merkezinde de zaman, bu iki bayramı birbirine karıştırdı ve 17 Temmuz Abant Bayramı sanılarak öylece kutlanmaya kalkışıldı.
Şimdi Abant Bayramı yine var ve 17 Temmuzu takip eden ilk Pazar Abant’ta yapılmaktadır. Lakin Atatürk Bayramı kaybolmuştur. Bir Meclisi Umumi kararı olmasına rağmen Bolu’nun (başka yerlerin kurtuluş bayramları gibi) böyle özel bir bayramı olduğundan kimsenin haberi yoktur ve bugün adına kurulmuş olan 17 Temmuz Spor Kulübü gibi teşekküller de 17 temmuzun ne olduğunu belki de arayıp sormadılar.
Acıdır amma, hakikattir ki Türk’ün en büyüğü Bolu’ya ayak bastı diye kutlayacağımız bu bayramdan artık kimsenin haberi yoktur.
Dün, ilgili olmaları gereken birkaç zata ‘’ Atatürk programı yapıldı mı, veya var mı?’’ diye soracak olduk. Ademi malumat beyan ettiler.
Belki önümüzdeki yıllar için faydalı olur ümidi ile şu hatırlatmayı yapmayı vatani ve vicdani bir borç bilerek büyüklerimizin nazari dikkatlerine arz ediyorum.
ATATÜRK’E AİT BİR HATIRA
17 Temmuz 1960, Dost Adam Gazetesi (Büyük Misafir Atatürk’ü sazları ile bir gece eğlendiren, Bolumuzun ince sazı ve doyulmaz sohbeti ile tanınmış ve çok sevilmiş kişilerinden bağlama üstadı 58 yaşındaki Hakkı SAZ’ın o geceye (17 Temmuz – 18 Temmuz 1934) ait bir hatırası)
Atatürk’ün misafir bulunduğu halkevine; o zamanın belediye reisi Reşat Bey tarafından ben ve saz arkadaşlarım muallim Fahri, Saffet ve Koca İlyas davet edilmiştik. Büyük misafirimiz Atatürk’e Bolu sazını dinletmek arzu ediliyordu.
Atatürk’ün huzurunda saz çalıp onu memnun edebilmenin endişesi içindeydik. Nihayet misafirlerin bulunduğu salona alındık.
Ata ve arkadaşları masalarında son derece neşeli idiler. Sazımızı zevkle dinliyorlar, bilhassa Bolu’nun oyun havaları kendilerini çok sarıyor ve tekrarlattırıyorlardı. Henüz on beş gün evvel vefat etmiş olan neşe kaynağı Reşat Bey çiftetelli, Büyük Ata’mızda birkaç defa zeybek oyunları oynamışlardı. Büyük Ata o geceki sohbetleri arasında ‘’ Bolu’yu çevreleyen yeşil çam ormanları ve cennet manzarasiyle pek çok sevdiğini, bütün Bolu halkının kendisine gösterdiği sonsuz sevgiye hayran olduğunu ifade ile birkaç gün Bolu’da kalmayı arzu ettiğini söylüyordu.
Tam gece yarısı sıralarında Başvekil İsmet Paşa’dan bir telgraf geldi. Telde: Akdeniz’de Türk askerleri tarafından sınırımıza geçen sekiz İngiliz zabitinin vurularak öldürüldüğü ve işin çok nazik olduğu yazılmıştır.
Çatık kaşları ile hiç göz kırpmadan teli okuyan cesur Atatürk; arkadaşlarına dönerek şöyle dedi: Türk askeri vazifesini yapmıştır. İngilizler ancak ölen zabitlerinin diyetini alabilirler.
17 Temmuz 1959 , Yeni Hamle Gazetesi
Güzel Sanatlar Akademisi hocalarından hemşehrimiz sayın Emin BARIN tarafından yazılıp zarif bir levha haline getirilerek o gün ( 17 Temmuz 1934) Atatürk’e takdim edilen şiir
17 TEMMUZ 1934
Salı. Temmuz. 17 unutulur mu bu gün,
Bugün Ulu Gazi’nin Bolu’ya geldiği gün
Bak yürekten yapıyor, köylü , şehirli düğün
Bugün unutulur mu Gazi’nin geldiği gün
Senelerdir bekledi, Bolu O büyük Başı
Senelerdir hasretle yandı toprağı taşı
Ona kavuştu artık dindi bütün gözyaşı
Her gönül içten içe çoşup yapıyor düğün
Bugün O’nun adını yürekten andı Bolu
Doya doya seyretti, hasrete kandı Bolu
Ona kavuştum diye taştı, çalkandı Bolu
Gazi’nin geldiği gün , unutulur mu bugün
Çankırılı oğlu
Mehmet Emin
Sanat Tarihçi
Zeynep ÖZKAZANÇ